4 Haziran 2012 Pazartesi

Yeni anayasaya diziler ilham oldu

Yeni anayasaya diziler ilham oldu

ÖNDER YILMAZ Ankara
TBMM Anayasa
Uzlaşma Komisyonu’nda, anayasa maddeleri kaleme alınırken, diziler,
filmler ve günlük haberler de esin kaynağı oldu. Milletvekillerinin
“dizikolikler belli oldu” esprileri, zaman zaman gergin geçen toplantıda
havayı yumuşattı. Anayasa’nın “yaşam hakkı” başlıklı 4. maddesinin
yazımında “Fatmagül’ün Suçu Ne?”
adlı dizideki Mustafa karakterinin ölümünde jandarmanın açtığı ateş,
devletin kullandığı gücün sınırını belirlemede örnek olarak alındı.

Yazım komisyonunda organ mafyasını önlemek için anayasaya ilk kez açık
bir hüküm konulurken, organ bağışlayanlara gönülden koparak yapılan
yardım ve hediyelerin yasak olmaması için açık kapı bırakıldı.

Uzlaşma Komisyonu Üyesi MHP’li Faruk Bal, “İnsan kan verirken dahi, gönlünden kopuyor baklava ikram ediyor.

Organ mafyasını yasaklayalım derken, insanların böyle durumlarda
gönlünden kopan girişimlerin önünü tamamen kapatmamak için ‘insan onur
ve haysiyetine aykırı bir şekilde’ ifadesini koyduk” dedi.



Diziden örnek verdi

Yazım Komisyonu’nda anayasa maddeleri yazılırken oldukça renkli anlar
yaşandı. MHP’li Üye Faruk Bal’ın başkanlık ettiği toplantıda espriler
havada uçuşurken, maddelerin yazımı; diziler, filmler ve günlük
haberlerden ilham alınarak yapıldı. “Yaşam Hakkı” başlıklı 4. maddenin
yazımında MHP’li Bal şunları  söyledi: “Fatmagül’ün Suçu Ne?” adlı
televizyon dizisini örnek verdi. Fatmagül karakterinin eski nişanlısı
Mustafa’nın, öldürüleceğini bile bile ihtihar niteliğinde kaçmaya
çalışırken, jandarma tarafından vurularak öldürülmesini anlatan Bal,
“Orada Mustafa’nın intihar gibi ölüm sahnesi var. Mustafa,
öldürüleceğini bile bile kaçıyor. Jandarma durdurabilirdi ama
durdurmadı, Mustafa da öleceğini biliyordu, durabilirdi ama durmadı.
Burada bir ölçü bulmamız lazım.



Yamyam örneği de verildi

Mustafa durmayarak, jandarmayı tahrik etti, jandarma ise peşinden koşup
yakalamak yerine ölçüsüz güç kullanarak ateş edip öldürdü, sınırını
aştı. Burada orta yol bulmamız lazım.”  Bal, ayrıca ABD’de
bir “yamyam”ın sokakta yaşayan bir kişinin yüzünü ısırarak yerken,
polis tarafından vurulmasını da konuya örnek gösterdi. Yamyamın polis
tarafından 11 kurşun sıkılarak vurulduğunu belirten Bal, “Bir kurşun
sıktıktan sonra yakalanabilirdi. Burada polis durmayarak, ölçülü güç
kullanımını aşmıştır” diye konuştu.

Bal, bu örneklerden yola çıkarak, yaşam hakkının korunması için “ölçülü
güç kullanımı” tanımına yer verilmesini önerdi ve bu öneri kabul
edilerek madde metninde yerini aldı.

4. Madde’nin metni, “(1)Herkes, hayat (yaşama) hakkına sahiptir.

(2) Meşru müdafaa ve suçla mücadele esnasında kanunun cevaz verdiği
hallerde, hayat (yaşam) hakkını ortadan kaldıracak ya da tehlikeye
düşürecek ölçüde güç kullanımının kesinlikle gerekli olduğu durumlar istisnadır” şeklinde yazıldı.



 



Sinema sanatçısı Erol Taş

Anayasa Komisyonu’na örnek oldu.







Erol Taş örneği bile verildi

Komisyonun bir üyesi de devletin güç kullanmasına, sinema sanatçısı Erol Taş’ın oynadığı Yeşilçam
filmlerinden örnek verdi. Bazı üyeler “dizikolikler belli oldu” diyerek
yaptığı espriler gergin geçen komisyon görüşmelerinde kahkahaların
atılmasına ve çalışmaların hızlanmasına yol açtı.

Komisyon, “İnsanın Maddi ve Manevi Varlığı, Bütünlüğü ve Korunması”
başlıklı 5. maddesinde ise organ mafyasına ve fuhuş çetesine karşı
mücadeleyi ilk kez anayasal güvenceye aldı.



Yardımlara imkân

İlgili fıkra “İnsan bedeni (vücut bütünlüğü), organları (ve uzuvları),
(doku), onur (şeref) ve haysiyetine aykırı bir şekilde metalaştırılamaz”
şeklinde yazılırken, organ bağışlayanlara gönülden kopan hediye,
bağış ve yardımların da yasaklanmaması için önlem alındı. Bu çerçevede
metne “onur (şeref) ve haysiyetine aykırı bir şekilde” hükmü eklendi. 
Bal, “Pazarlık sözkonusu olmadan sırf insani duygularla yapılacak
yardımları da engellememiş olduk” dedi. Uzlaşma Komisyonu Üyesi CHP’li Atila Kart ise konuya ilişkin Milliyet’e “Meşru ve yasal sınırlar içindeki organ bağışı
engellenemez zaten. Ancak, örneğin organ bağışlanan kişi, organını
bağışlayana veya çocuğuna burs verir veya gönlünden kopan bir girişimde
bulunur... Bunlar tamamen şarta, pazarlığa bağlı olmadan, ticari bir
unsura bağlı olmadan insani duygular içinde elbette olabilir. Buna kimsenin bir diyeceği olamaz, düzenlemeyi yaparken bu dikkate alındı” dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder